5 Eylül 2012 Çarşamba

Davraz

Davraz Kayak Merkezi Isparta ili sınırları içinde, ülkemizde daha yeni yeni tanınan, ancak potansiyeli yüksek olan bir kayak merkezi. Zamanla yakınındaki Antalya'nın turizm potansiyelini ve kendi doğal güzelliklerini kullanarak isminden söz ettireceği kesin. Benim gibi her Uludağa gittiğinde pişman olan biriyseniz, bence Davraz tam size göre. Gece hayatı severim ve bol para öderim diyenlere sözüm yok.

Davraz göller bölgesinde bir dağ grubu. En yüksek noktası 2.637 metre. Kışın, Isparta'dan rahatlıkla görülebilen Davraz'a doğru baktığınızda, havanın kayak yapmak için uygun olup olmadığını hemen anlayabiliyorsunuz. Dağın üzerinde bulut yoksa hemen yola koyulun ve bir an önce kaymanın zevkini çıkarın. Tabi dağda Kayak Evinde kalan şanslı azınlıktansanız yol gibi bir probleminiz yok..Saat dokuzda çalışmaya başlayan telesiyej ile dağdaki ilk kayak izlerini çizmeye başlayabilirsiniz.

Isparta'dan yaklaşık 26 Km.lik asfalt yol ile kayak merkezine gidebiliyorsunuz. Yol boyunca iki tane köy var. Çobanisa kayak merkezine gelmeden önceki son köy ve bu köyden sonra 8 Km. daha gitmeniz gerekiyor. Yolun nispeten tehlikeli kısmı bu köye gelmeden önceki bölümü. Buz tutmuş yolda , sağ tarafın uçurum olması ister istemez insanı biraz tedirgin ediyor. Şansımıza biz zincir bile kullanmadan dağa çıktık. Ama hava şartları her zaman bu kadar iyi olmuyor. Kimi zaman kar ve tipi dağa ulaşmayı imkansız hale getiriyormuş.

Yol üzerinde manzara muhteşem. Kar, güneşte varsa pırıl pırıl parlıyor. Kar üzerinde irili ufaklı bir çok hayvanın ayak izleri ilginizi çekiyor. Şanslıysanız tavşan ya da sincap görebilirsiniz. Yükselti çok fazla olmadığı için çam ağaçları sizi en sona kadar yalnız bırakmıyor. Zaten göller bölgesinin her mevsim kendine has renk uyumu var. Bu renkleri başka yerde görebilmeniz imkansız.

2004 yılının Şubat ayında gittiğimiz Davraz'da köylülerden duyduğumuza göre son 50 yılın en fazla karı yağmış. Pistlerde kar kalınlığı 3 metre ye kadar ulaşıyordu. Karın diğer tesisleri örtmesinden dolayı yalnızca 2 kişilik telesiyej ve çok kısa olan baby-lift çalışıyordu. Telesiyej saatte yaklaşık 1.000 kişiyi yukarıya çıkarabiliyor. Özellikle bayram olmasından dolayı zirveye çıkmak için beklenen sıra asap bozucu hale gelmişti. Buna oturulan yere binerken ve inerken yapılan hatalardan dolayı telesiyejin durması da eklenince tam olmuştu. 10 dakikada 1.674 metreden 1.961 metreye çıkan telesiyej için yaklaşık yarım saat beklemek gerekiyordu. Kısacası, tesisler gelişmedikçe Davraz'ın gerçek zevkini alabilmek için resmi tatillerde gitmemek lazım.

Biz kayağın tadını alabilmek için bayramın bitmesini bekledik. Bayram günlerinin bazılarını Davraz'da sıra bekleyerek, bazılarını da Isparta'ya yakın yerleri gezmek için değerlendirdik. Bayramdan sonra en az yarım saat beklenen sıra bitti, artık rahat rahat beklemeden kayabiliyorduk.

Telesiyej de her çıkışta yanınızda birinin gelmesi 10 dakikalık sürede iyi bir muhabbetin kurulmasına da ortam hazırlıyor. Bu sayede hem pistler hem de çevre hakkında bilgi alıp kayak hakkında sıkı muhabbetler edebiliyorsunuz.
Telesiyejden inince karşınıza pisteleri gösteren bir tabela çıkıyor. Yeşil (kolay), kırmızı (orta) ve siyah (zor) pistler var. Sağ tarafa dönerseniz alternatifi bol olan yeşil pistlere gidiyorsunuz. Yeşil pistlerin dikliği fazla olmadığı için doğal olarak dik pistlere göre daha uzun. Telesiyej için çok sıra varsa yeşil pisti seçmek daha mantıklı. Yeşil pistlerin bazılarında acemileri zorlayacak nispeten dik kısımlar da var.

Pistlerden ayrılıp bol kara girip ağaçlar arasından snowboard ile de kayabilirsiniz. Davraz, kayak için olduğu kadar snowboard yapmak için de çok uygun. Kar kalitesi oldukça yüksek ancak karın düzgün ezilmemesi ve snowboardçıların bozduğu bazı yerler pistlerde tehlikelere neden oluyor.

Türkiyedeki diğer kayak merkezleri ile karşılaştırdığımda , tesis problemini çözebilirse Davraz en popülerlerden biri olabilir. Çünkü pistleri arttırmak mümkün, kar kalitesi mükemmel. Çok yakınında havaalanı da var. Ayrıca kayak yaparken manzaranızda bir gölün olması yalnızca Davraz'a ait. Etraftaki çam ağaçları görüntüyü daha da muhteşem yapıyor.

Kayak yapmak için en uygun saatler 10.00 ile 15.00 arası. Akşamüstü güneş zirvenin arkasında kalmaya başlıyor ve hava açık olsa bile ayaz başlıyor.
Kayak Evinden kayak, snowboard ve malzemeler kiralamanız mümkün. Malzemeler son derece kaliteli ve yeterli sayıda. Ancak tatil zamanı önceden ayırtmak ve erken gitmek gerekiyor. Diğer bir alternatif Çobanisa köyünde var. Buradaki kayak takımları daha eski ama daha ucuz.

Kayak Merkezinde , telesiyejin en alt ve en üst noktalarına yakın yapılmış iki tane kafeterya var. Bunlardan içecek ve sucuk ekmek almanız mümkün. Ayrıca kayak evinin kafeteryasında çıkan günlük menü ile karnınızı doyurabilirsiniz. Daha yiyecek konusunda da alınması gereken çok yol var... Söylenenlere göre pistlerin başladığı düz alana tanınmış bazı otel grupları yeni tesisler yapacakmış. Bunların doğruluğunu ve gerçekleşip gerçekleşmeyeceklerini zaman gösterecek.

Isparta'ya gelmişken çevrede gezebileceğiniz değişik yerlerde var. Bu tatilde 1.5 saat uzaklıktaki turizm cenneti Antalya'yı saymayıp yalnızca Isparta il sınırları içinde gittiklerimize bakarsak ;

Eğirdir mutlaka gidilmesi gereken bir ilçe. Göl kıyısında oturup gölün balıklarını yemek ayrı bir zevk. İlçeye girerken durup Yeşilada ve göl manzarasını seyredebilirsiniz. M.Ö.2000 yıllarına dayanan tarihinden kalıntılara da rastlıyorsunuz. Özellikle Lydia zamanında yapılmış kalesi hala dimdik ayakta.

Kovada Gölü bir doğa harikasıymış. Ancak kışın gittiğimiz için yağışlardan ve akan derelerden dolayı rengi kahverengi olmuştu. Soğuktan ve yoldaki karlardan fazla zevkini çıkaramadık. Gezilecek yerlere doğru mevsimde gitmek çok önemli.

Yalvaç Isparta sınırları içinde Isparta merkezine en uzak noktalardan biri. Yaklaşık 2 saat sürüyor. Ama daha önce fotograflarını gördüğüm Psidya Antiokheiası için bu yolu çekmeye değer. İlk defa kar yağarken, - 2 derecede ve kimsenin olmadığı bir tarihi kent gezisini burada gerçekleştirdik. Gişe görevlileri bile şaşırdı. Soğukta gezmek belki de yaz sıcağında güneş altında tozlu tarihi kentleri gezmekten daha zevkli. Antiokheia, Yalvaç'a çok yakın, merkezden 1 Km. sonra ulaşabiliyorsunuz. Seleukoslar tarafından kurulmuş daha sonra Roma egemenliğine girmiş. Parlak dönemlerinde 100.000 kişilik nüfusu ile bölgenin en önemli kentiymiş. Oldukça geniş alana yayılmış olan kalıntıların en önemli kısmı Augustos Tapınağı. Doğal bir kaya yükseltisi içine oyulmuş muhteşem bir yer. Önünde de çok geniş Tiberius meydanı var. Ören yeri girişinden sonra sütunlu yolu takip ettiğinizde bu meydana ulaşabiliyorsunuz.

Isparta il merkezinde kaldığımız için doğal olarak şehiri de bolca dolaştık. İki ana simge var. Biri gül, biri de Süleyman Demirel...Bu isimlerle her nokta da karşılaşıyorsunuz. Gül ürünleri alabileceğiniz bir çok mağaza var. Özellikle Gülbirlik oldukça şık mağazalar açmış. Ne yazık ki Isparta Antalya'nın gelişmişliği yanında sönük bir il olarak kalmış. Belki yeni tesisler ile Davraz Kayak Merkezi şehirin ekonomisine ve turizmdeki kalkınmasına yardımcı olacak.
Kışın çok soğuk gecelerin yaşandığı Isparta'da akşam yemekleri için Büyük Isparta Oteli'nin lokantasını ve Kebapçı Kadir'i seçtik. Zaten araları en fazla 50 metre. Merkezde hemen görebilirsiniz. Kebapçı Kadir'de tandır, üzüm hoşafı ve kaymaklı kadayıfı deneyebilirsiniz..Diğer bir alternatif şehirdeki 2M Migros...(Gezi Tarihi Şubat 2004 Murat Tarman)